DEVAM: 10- CÜNÜPLÜK
GUSLÜNDE KULLANILMASI MÜSTEHAP OLAN SU MiKTARl, ERKEK VE KADININ AYNI KAPTA VE
AYNI DURUMDA GUSLETMESİ iLE ONLARDAN BİRİNİN DİĞERİNİN ARTlĞI iLE GUSLETMESİ
BABI
42 - (320) وحدثني
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
قال: حدثنا
أبي قال:
حدثنا شعبة عن
أبي بكر بن
حفص، عن أبي
سلمة بن
عبدالرحمن.
قال:
دخلت
على عائشة،
أنا وأخوها من
الرضاعة. فسألها
عن غسل النبي
صلى الله عليه
وسلم من
الجنابة؟
فدعت بإناء
قدر الصاع.
فاغتسلت.
وبيننا وبينها
ستر. وأفرغت
على رأسها
ثلاثا. قال:
وكان أزواج
النبي صلى
الله عليه
وسلم يأخذن من
رؤوسهن حتى
تكون كالوفرة.
[:-726-:] Bana Ubeydııllah b. Muaz el-Anberî rivayet etti. Dedi ki
Bize babam rivayet etti. Dedi ki: Bize Şu'be Ebu Bekr b. Hafs'dan, o da Ebu Seleme bin Abdirrahman'dan naklen rivayet etti. Şöyle
demiş:
Ben ve Aişe (r.anha)'nın
sütkardeşi onun huzuruna girdik. Sütkardeşi kendisine Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'den cünüplükten dolayı nasıl guslettiğini sordu. O da bir sa' kadar
bir kabın getirilmesini istedi, bizimle onun arasında bir perde bulunduğu halde
yıkandı. Başına üç defa su döktü. (Ebu Seleme) dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in zevceleri saçlarını perçem gibi oluncaya kadar (4/19b)
kısaltırlardı.
Diğer tahric: Buhari,
251; Nesai, 227 -muhtasar olarak buna yakın-
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bazıları Hz. Âişe’nin
yanına giren zatın kardeşi Abdurrahman, diğer bazıları anne bir kardeşi Tufeyl
olduğunu söylemişlersede doğru değildir. Buradaki rivayet o iddiaların fasid
olduğunu gösteriyor. Hakikatta onun yanına giren zat süt kardeşidir. Bazıları
onun Abdullah b. Yezîd olduğunu söylerler ve bu hususta Müslim'in Cenaze
bahsinde rivayet ettiği bir hadisle istidlal ederlersede bu da doğru değildir.
Çünkü o hadîs bu hadiseye ait değildir. Gerçi onda süt kardeşi Abdullah b.
Yezid zikredilmiştir. Fakat orada zikredildi diye buradakinin de aynı zat
olması icab etmez. Çünkü; Âişe (R.A.)'nın Kesir isminde bir süt kardeşi daha
vardır. Bu sebeple buradakinin hangisi olduğunu ta'yine imkan yoktur.
Âişe
(R.A.)'nın süt kardeşi ile birlikte yanına gelen Ebu Seleme onun kız kardeşi
Ümmü Külsüm'ün süt oğludur. Yani Âişe (R.A.) onun teyzesidir. Kaadi Iyaz diyor
ki: «Anlaşılan bu iki zat Hz. Âişe'nin başını ve vücudunun mahrem zevata haram
olmayan üst kısmını yıkarken görmüşlerdir. Çünkü görmeyecek olsalar su
istiyerek onların huzurunda temizlik yapmasının manası kalmazdı. Onların
görmiyeceği bir yerde olsa bu sefer
de: «Bize şöyle anlattı» diye hikaye ederlerdi. Demekki mahrem zevatın görmesi
helal olmayan yerlerini örtmek için araya bir perde koymuştur.
Vefre:
Kulakları geçmeyen salınmış saç demektir. Bazıları vefre limme'den daha çok
olan saçtır, demiş. Bir takımları bilakis, vefrenin, limmeden daha az olduğunu
söylemişlerdir. Limme omuz başlarına kadar sarkan Örülmedik saçtır. Kaadî Iyaz
(Rahimehullah)'ın beyanına göre; arap kadınlarının adeti saçlarını pelik
yaparak örmekti. İhtimal Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevceleri onun
vefatından sonra ziyneti terk ettikleri için pelik uzatmaktan vaz geçmişlerdir.
Kaadî'nin bu kavli başkalarından da rivayet olunmuştur. Ümmehat-ı mü'minin
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayatında böyle bir şey yaptıkları
nakledilmediği gibi vuku'u tahmin dahi olunmamıştır.